Orijinal Adı: Sweet Evil (The Sweet Trilogy #1)
Türü: Paranormal, genç yetişkin, romantik
YORUM
Esas kızımız Anna çok edepli ve uslu bir kızdır bu yüzden yaşıtları tarafından küçümsenir. Doğru düzgün yalan söylemeyi bile beceremez. Üvey annesi Patti ile yaşamaktadır.En yakın arkadaşı Jay ile bir konsere gittiğinde esas oğlanımız Kaidan'ı görür ve gözlerini ondan alamaz. Kaidan grubun bateristidir ve çok çok çekicidir. Kaidan da Anna'yı görür ve dikkat kesilir çünkü nişanı normalden farklıdır ve çok dikkat çekmektedir. (Kitabı okuyunca nişanın ne olduğunu anlarsınız :D)
Sayfalar akıp gittikçe birbirleri hakkındaki gerçeği öğrenirler. İkisi de birer nefil, ikisi de iblislerin çocukları. Fakat arada bir fark var. Kaidan'ın annesi insan babası iblisken, Anna'nın annesi melek babası iblistir. Kaidan ve Anna'nın babaları sıradan iblisler değiller ama. İkisi de birer günahla bağdaşmış dükler. Mesela Kaidan'ın babası şehvet düküyken -eminim ki çok şaşırdınız- Anna'nın babası bağımlılık dükü. Kitap ana hatlarıyla bu şekilde.
Kitaba başladığımda yine mi aynı konu diye düşünmedim değil. Ama yazar çoğu paranormal kitapta görebileceğimiz bir konuyu farklı açıdan sunmuş bize. Renklerle duyguların bağdaştırılması olsun dükler olsun bunlar çok hoşuma gitti. Farklı bir şey okuyunca seviniyor insan.
Anna ve Kaidan arasındaki ilişki dengeliydi bence. Sadece Anna biraz yapışkan ve saf bir karakter gibi. Sadece bu rahatsız etti beni. Tamam bazı şeyleri bilmezsin ama bu kadar da olmaz. Ayrıca bi' insan neden en küçük şeye bile ağlar? Bu kadar ağlayacak ne vardı?
Konuya pat diye girmeyip nefillerin özelliklerini, nefil dünyasında nasıl kurallar olduğunu ve bunların nasıl işlediğini sindire sindire ve olaylar gerçekleştikçe anlatması çok iyiydi.
Beni rahatsız eden bir başka nokta da aşk üçgeni oldu. Acaba yazarlar her kitapta bir aşk üçgeni falan olması gerektiğini mi düşünüyorlar. Bu kitapta Kopano adlı karakter çok gereksizdi bence. Saçma sapan bir aşk üçgeni oluşsun diye yaratılmış bir karakter bana göre. O üçgen de nasıl oluştu anlayamadım zaten. Belki devam kitaplarında bir şeyler olur ve Kopano bu amaçsızlıktan kurtulur diye düşünüyorum.
Eğer artık sıradan nefil kitaplarından bıktıysanız ve farklı bir şeyler okumak istiyorsanız bu kitap size göre. Şiddetle öneriyorum :D
Kitaba başladığımda yine mi aynı konu diye düşünmedim değil. Ama yazar çoğu paranormal kitapta görebileceğimiz bir konuyu farklı açıdan sunmuş bize. Renklerle duyguların bağdaştırılması olsun dükler olsun bunlar çok hoşuma gitti. Farklı bir şey okuyunca seviniyor insan.
Anna ve Kaidan arasındaki ilişki dengeliydi bence. Sadece Anna biraz yapışkan ve saf bir karakter gibi. Sadece bu rahatsız etti beni. Tamam bazı şeyleri bilmezsin ama bu kadar da olmaz. Ayrıca bi' insan neden en küçük şeye bile ağlar? Bu kadar ağlayacak ne vardı?
Konuya pat diye girmeyip nefillerin özelliklerini, nefil dünyasında nasıl kurallar olduğunu ve bunların nasıl işlediğini sindire sindire ve olaylar gerçekleştikçe anlatması çok iyiydi.
Beni rahatsız eden bir başka nokta da aşk üçgeni oldu. Acaba yazarlar her kitapta bir aşk üçgeni falan olması gerektiğini mi düşünüyorlar. Bu kitapta Kopano adlı karakter çok gereksizdi bence. Saçma sapan bir aşk üçgeni oluşsun diye yaratılmış bir karakter bana göre. O üçgen de nasıl oluştu anlayamadım zaten. Belki devam kitaplarında bir şeyler olur ve Kopano bu amaçsızlıktan kurtulur diye düşünüyorum.
Eğer artık sıradan nefil kitaplarından bıktıysanız ve farklı bir şeyler okumak istiyorsanız bu kitap size göre. Şiddetle öneriyorum :D
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder